Kars’ın Kar’ı, Hatay’ın Çok Kültürlülük’ü, Ayvalık’ın Tostu

Son yarım yıl içinde Hatay, Kars ve Ayvalık gibi turizmin yükselen değerleri olarak ön plana çıkan yerleşim yerlerini yeniden ziyaret etme fırsatım oldu. Kars ve Hatay kent merkezleri iken Ayvalık Balıkesir’in bir ilçesi. Bu listeye Mardin, Van, Eskişehir gibi illeri de eklemek mümkün hatta zorunlu. Bir başka yazıda bu kentlerimize de değinebiliriz.

Devamını Oku

Orman Yangınları, Küresel Isınma ve Turistik Tesisler

Turistik tesislerin yöneticilerine seslendi: Davet açık, ben hazırım!

Bakın 1987 yılının Eylül ayının 11. Günü Milliyet Gazetesi‘nin Düşünenlerin Düşünceleri Köşesi‘nde neler yazmışım:

Devamını Oku

Persler

7 Harikalar, Karun ve Bayındır hazineleri gibi çok değerli özgün kültürel değerleri etkin, aranan turizm ürünlerine dönüştürmekte yetersiz kalıyoruz.

Profesyonel turist rehberliği kurslarında garibime giden konulardan biri Perslerden hiç söz edilmemiş olmasıdır. Oysa Anadolu en azından iki yüzyıl Pers etkisi altında kalmış batıya özgü Yunan kültürü ile etkileşerek, Metropolitan kataloglarında Yunan eserleri olarak tanımlanmasına karşın Greko-Pers ya da Perso-Anatolyan olarak tanımlanan melez bir kültürün yaratılmasına yol açmıştır. Dünyanın 7 harikasından biri olan Pers satrapı Mausolos adına inşa ettirilen Halikarnas Mozolesi de Anadolu, Pers ve Mısır kültürlerinin ortak ürünü bir baş yapıttır. Bize, Hitit, Urartu, Frig, Lydya gibi özgün Anadolu kültüründen çok Yunan, Roma ve Bizans ağırlıklı bir eğitim verildiğini düşünüyorum. Neden mi?

Devamını Oku

Termessos’un Tiyatrosu

Bu çılgın öneriye sadece o zamanlar Sabah Akdeniz‘de turizm yazıları yayınlanan Antalya Tanıtım Vakfı başkanlığı yapmış saygıdeğer dostum Nizamettin Şen‘den yanıt geldi.

Antalya turizmi için kafa yormaktan henüz yorulmadığımız yıllardı. Devlet tiyatrosu, Devlet Senfoni Rrkestrası, opera ve bale, gibi sanat kurumlarının kazandırılmasında aktif rol almış Antalya Sanat Derneği‘nin kurucu üyelerinden biri olarak bir öneride bulunmuştum. Yanılmıyorsam Aspendos Opera ve Bale Festivali‘ni gündeme getirdiğimiz yıllardı. Saygın orkestra şefimiz Rengin Gökmen’i de davet etmiştik. Alternatif önerimi ona da sunduğumu hatırlıyorum.

Devamını Oku

Anadolu

Yaşadığınız coğrafyayı ve değerlerini derinlemesine bilip kavramadan turizmde başarılı olamaz, turizmciyim diyemezsiniz…

Ülkemizde ve dolayısıyla Antalya’da, bana göre turizmin turizm, rehberliğin rehberlik olduğu o başlangıç dönemlerinde, birkaç kez kongre açılışlarında Türkiye konusunda tanıtıcı konferans vermek üzere çağrılmıştım. Yüz kişi ile birkaç yüz kişi arsında değişen, farklı ülkelerden gelmiş, çoğunlukla uzmanlardan oluşan topluluklar karşısında gerçekleştirilen bu konferansların değişmez balığı “Bildiğiniz Ülke; Türkiye” idi. Daha ilk yansıyı (buna slayt da deniyordu ve o dönemlerde henüz bilgisayar sunumları yoktu) ekrana düşürmeden yaptığım ilk iş katılımcılar arasında daha önce Türkiye’yi ziyaret etmiş konuk olup olmadığını keşfetmeye çalışarak olurdu. El kaldırıp onay belirtenlerin sayısı genellikle bir elin parmaklarını geçmezdi ve bunların hemen tamamına yakını ya gemi ile Efes’e uğramış ya da İstanbul’da birkaç gün geçirmiş olanlardan oluşurdu.

Devamını Oku

Fırat, Dicle, Mezopotamya

Yaşadığınız coğrafyayı ve değerlerini derinlemesine bilip kavramadan turizmde başarılı olamaz, turizmciyim diyemezsiniz…

Balkanları yalnız bıraktık. Bu konuyu işlemiştik. Devamı var.

Çatalhöyük’ü ihmal ettik, Hitit’i görmezden geldik, Persleri yok saydık, Mezopotamya’yı bizden göremedik…

İster turizmi 12 aya yaymak ister turizmin olumlu etkilerini yaygınlaştırmak ister turizmin olumsuz etkilerini hafifletmek vb. turizme dair farklı nedenleriniz, hedefleriniz olsun. Öncelikle yapılması gereken eldeki değerlerin, özellikle de özgün değerlerin neler olduğunun en ince noktasına kadar gözden geçirilmesi, değerlendirilmesi, planlanmasıdır. Bu bütüncül ve yaratıcı bir yaklaşımı zorunlu kılar. Anadolu gibi dünyanın en ilginç ve karizmatik coğrafyasında yaşayıp aşırı turizm baskısından şikayet eden ilk ülke olamamak üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir konudur.

Devamını Oku

Komşuda Pişen

Gençlerine böyle bir imkan sunabilen Türkiye, bugünkünden çok daha farklı, özgüveni yüksek, değerlerinin farkında bir Türkiye olabilirdi.

Üniversite öncesi eğitimini İzmir’de tamamlamış bir lise mezunu olarak üniversite eğitimine 1965 yılında İstanbul’da başladım. Bu bilinçli bir karardı. Üniversite ve İstanbul olmazsa olmaz. Mezunu olduğum Orman Fakültesi (ki en yüksek puanla girilen fakültelerden biriydi) ayrıntıydı. Ben, beni İstanbul’un eğitmesini istiyordum. Öyle de oldu. Orman Fakültesi bana bir meslek edinmem için yardımcı oldu. Ancak orman yüksek mühendisliğim de dahil beni ben yapan İstanbul seçimim, yani bizzat İstanbul’dur. İstanbul’u sokak sokak, semt semt, yazı-kışı, tiyatrosu-meyhanesi, gecesi-gündüzü, Rum’u-Ermeni’si vb. gezdim, gördüm, okudum, anlamaya, yaşamaya çalıştım. Ben aslında bir İstanbul (1965-1972) mezunuyum.

Bunun tesadüfü bir karar olmadığının anlaşılması için, o tarihlerde ayrı yapılan ODTÜ (Mühendislik Bölümü) sınavını kazanmış ancak Ankara’da okumak istemediğimden, İstanbul’un yolunu tutmuştum. İyi ki öyle yapmışım…

Devamını Oku

Mor Turizm

Erguvan, Japonya’nın Sakurası gibi geniş kapsamlı turizm etkinliklerine dönüştürülebilir.

Japonya Ulusal Turizm örgütü sadece Mart ve Nisan aylarında Japonya’yı dünyanın farklı ülkelerinden gelen yaklaşık 6 milyon kişinin ziyaret ettiğini ve yaklaşık olarak 6 milyar dolar tutarında ekonomik katkı sağladığını bildiriyor. Buna yerel halkın yoğun katılımı da eklendiğinde işin gerçek boyutu anlaşılabiliyor. Kanzai Üniversitesi toplam katılımcı sayısının 60 milyonun üzerinde olduğunu tahmin ediyor. Peki, bu kısa süreli devasa hareketliliğin nedeni ne? Beyaz-pembe renkli çiçek açan kiraz ağaçları, bilinen adıyla Sakura.

Devamını Oku